Osmanlı’da
polisiye serüvenlerinin ilk akımını başlatan “Türklerin Şarlok Holmes’i Amanvermez Avni” nin yazarı ve Amasya Gazetesi’nin sahibi
“Ebussüreyya Sami, Amanvermez Avni karakterini oluştururken Şarlok Holmes’ten ilham almış ancak onu yerel unsurlarla ve farklılıklarıyla
“bizden birine” dönüştürmüştür.”
Osmanlı’da polisiye serüvenlerinin ilk akımını başlatan “Türklerin Şarlok Holmes’i Amanvermez Avni” nin yazarı ve Amasya Gazetesi’nin sahibi Ebusüreyya Sami’nin hayatı hakkında fazla bilgiye sahip değiliz.
Bilindiği kadarıyla Mülkiye Kaymakamı
vazifesindeyken İstanbul basını içinde yer almıştır. 1909 Şubat'ında
yayımlanmaya başlayıp ancak 5 sayı çıkabilen “Arz-u
Hal” isimli
haftalık mizah dergisi başyazarlığını yaptı. Daha sonra Mart 1910 ile Ocak 1911
arasında 89 sayı çıkan ve yine bir mizah dergisi olan “Hayal-ı
Cedit”in başmuharrirliğini yapmış olan Ebussüreyya Sami'nin 1914
yılında basılan “Abdülhamid'ın Kayguları”
adlı bir romanı vardır.
1930’da önce Amasya Gazetesi’nde “Sonbahar”
isimli bir romanı tefrika edildi. Roman oldukça ilgi görmesi ve kitap halinde
bastırılması isteklerin gözönüne alarak Vilayet Matbaası’nda “Sonbahar”
isimli romanını kitabı olarak bastırdı. (Bu roman konu ile alakalı olarak
yazılan araştırma ve makalelerde “Amasya’da Sonbahar” adı ile zikredilmiştir.
Gazetedeki tefrikada sadece “Sonbahar” adı kullanılmıştır.)
Ebusüreyya Sami’nin tanınmasında en büyük
etken, zamanında çok sayıda okuru olan polisiye hikâyelerin ilk örneklerini
vermiş olmasıdır. 1913-1914 yılları arasında Osmanlı’nın
Şarlok Holmes’i adını
verdiği 10 serüvenlik “Amanvermez Avni”
dizisi, Cemiyet Kütüphanesi tarafından her hafta düzenli olarak yayınlandı.
1-
Kamelyanın Ölümü
2-Kanatlı
3-Araba
4-Kara
Katil
5-
Körebe
6-Mavi
Göze
7-Sessiz
Tabanca
8-Boyacı
9-Ölü
10-İskeletler.
Amanvermez
Avni`nin Serüvenleri, olağanüstü alaka görmüş ve Ebussüreyya Sami
Bey’in açtığı bu yeni
akımda tanınmış yazarların takma isimler kullanarak “Fakabasmaz
Ali”,
“Fakabasmaz Zihni”
ve “Cingöz Recai”
gibi kahramanların çıkarılmasına vesile
olmuştur.
Mülkiye Kaymakamlığı’ndan emekli olduktan
sonra veya İstanbul’un İngilizler tarafından
işgali üzerine
Anadolu’ya geçti nihayetinde memleketi Amasya’ya dönüş yaptı.
1922 yılında Amasya Mutasarrıflığı
tarafından Matba-i Liva (Vilayet Matbaası)’nın kurulma
aşamasında
Ebussüreyya Sami Bey’in İstanbul’daki matbuat çevresindeki tecrübelerinden
istifade edildi. Vilayet Matbaası’nın kurulmasından sonra Matbaa Müdürlüğü bu
matbaada
çıkarılmaya başlanan
Livanın Haftalık Resmi Gazetesi Amasya’nın
Mes’ul Müdür ve Baş Muharriri (Başyazar) olduğu gazete kimliğinden
anlaşılmaktadır. Amasya Gazetesi’nin
birinci sayfasında
dönemin güncel konularına göre siyasi, ekonomi, milli birlik, bayındırlık,
ziraat, spor gibi pek çok konuda ileri görüşlü, teşvik edici değerlendirme
yazıları yer aldı.
Cumhuriyetin ilk
yıllarında büyük ehemmiyet verilen demiryollarının yapımının toplum üzerindeki
etkilerine dikkat çekerken şu ilginç cümlenin yer aldığı bir makale basmıştır.
Ebussüreyya Sami “Üç
sene sonra sabah kahvaltısı Sivas’ta, Akşam Yemeği Samsun’da” başlıklı
halkı gelecekteki güzel günleri işaret etmişti.
“Türkiye
Babil Kalesi midir?” başlığı altında “Bir
Dil, Bir Fikir, Bir Görüş ve Düşünüş”
alt başlığı
Türkiye’de Anayasa’da bir milletin yaşadığı, onun da Türk milleti olduğunu
vurgulamıştı. “Memlekette siz nesiniz? Diye
sorulsa kimisinin Kürt, kimisinin Çerkez
kimisinin de Ermeni diyeceği; fakat bunların her
birinin kendi dillerini konuşursa ortak
bir payda da buluşulamayacağı”nı
belirtmiş ve milli birlik vurgusu yapmıştır.
Ebussüreyya Sami Bey uzun bir zaman devlet
kademelerinde çalışmasından dolayı
çok iyi bildiği
kanunlar hakkında ve yeni çıkarılan kanunların uygulanması halkı aydınlatıcı
yazılar kaleme aldığı
görülmektedir. T.C. İnkılaplarının uygulanmasında var gücüyle mesai sarf edip
gazete sütunlarında makaleleriyle destek verdi.
24 Eylül 1924’te Amasya’yı ziyaret eden Cumhur
Reisi Mustafa Kemal ve eşi Latife
Hanım’ın
karşılanmasında yaptığı konuşma ile dikkatleri çekti. Üstadın bu konuşması bir
hafta sonra
yayımlanan Amasya Gazetesi’nde tam sayfa olarak basıldı.
Livanın Resmi
Gazetesi’ndeki haber ve makale yazılarının yanısıra İstanbul basınına
Amasya’dan haber
akışını da ihmal etmedi. Akşam Gazetesi’nin Amasya Muhabirliğini
yaptı.1932 yılına
kadar Vilayet Matbaası Müdüriyeti ve Amasya Gazetesi’nin başında
kaldı. 24 Mayıs 1934
tarihli Yeşil Amasya Gazetesi’nde yer alan vefat haberinde verilen
bilgilere uzun
zamandan beri çekmekte olduğu hastalıktan kurtulamadı. 14 Mayıs Çarşamba
günü Helkıs Mahallesi’ndeki evinde vefat etti. Ertesi gün Şamlar
Mezarlığı’nda
toprağa
verildi.
Akşam Gazetesi’nde
basılan haberleri
1931-1934 yılının ilk ayına kadar düzenli bir şekilde Akşam Gazetesi'ne haber ve araştırma yazılar gönderdiğini görüyoruz. Bazı yazılarını desteklemek için Amasya fotoğraflarını göndermiş ve bunların klişeleri sayfada basılmıştır. Yazı haberlerin tarihlerine bakıldığında ölümünden 4 ay öncesine kadar haber yazdığı anlaşılmaktadır. Ölümüne kadar geçen 4 aylık sessizlik günleri ise hastalıkla mücadele ettiğini göstermektedir.
Bu yazılar tarihlerine göre şöyledir:
- Müthiş bir cinayet: Bir kadın aşığı ile birleşerek
kocasını öldürdü 21 Mayıs 1931
- Amasya’da 2 cinayet
19 Ağustos 1931
- Kadın yüzünden Amasya’da kanlı bir cinayet oldu 10 Mayıs 1932
- Üç aşık göz koydukları kadının kocasını öldürdüler 21 Teşrinievvel 1932
-Amasya’da Mahsul Vaziyeti ve Okuma Hevesi 1 Teşrinievvel 1932
-Amasya’nın Bağ ve Bahçeleri 9 Teşrinievvel 1932
-Amasya’da Nafia Vekilinin Ziyareti 13 Teşrinievvel 1932
-Meyve ve Sebze Memleketi
23 Teşrinievvel 1932
-Memleketimizde Çay Yetişebilir 2 Teşrinievvel 1932
-Amasya’nın Güzel Meyvaları 2 Teşrinisani 1932
-Amasya’da Cumhuriyet Bayramı 10 Teşrinisani 1032
-Amasya’da Tasarruf Haftası Pek Parlak Geçti 25 Kanunuevvel 1932
-Şimendifer Bayramı
-Amasya’da Havalar
-Hazin Bir Ölüm
-Amasya Tapu Dairesi banka gibi 10 Teşrinisani 1932
-Amasya Panayırı
-Yağmur bekleniyor
-Kıskançlık-Amasya’da bir genç bir kadını öldürdü 22 Teşrinisani 1932
-Cani Aşıklar; Zavallı kocayı öldürdüler 31 Teşrinievvel 1932
-Amasya’da Beş Kuruşluk Tütün Yok 4 Kanunusani 1933
-Ak Denizden Kara Deniz’e Tren Seferi
-Amasya Musiki Yurdu
-Difteri Hastalığı
-Amasya’da Süt Yoğurt 3 Kuruş 28 Mayıs 1933
-Seyyar Pedagoji Sergisi
-Uzun Şimendifer Yolculuğu
-Bir okka et 10 kuruşa
25 Teşrinievvel 1933
-Amasya’da havalar soğudu
- Zavallı Yavru: Kadın abdesthanede doğurduğu çocuğu
öldürdü 27 Teşrinievvel 1933
-Amasya’da müessif bir vaka: Bir muallim hanım arkadaşını
4 kurşunla öldürdü 24 Ocak 1934
-Amasya’da çok
şiddetli kış hüküm sürüyor 25 Ocak
1934
-Ali Baba öldü
-Turhal’da su çıkmış
-Amasya’daki Cinayet: Süreyya Hanım arkadaşı Hatice
Hanım’ı nasıl öldürdü? 28 Ocak 1934
-Amasya’dan Turhal’a gidenler 26 Nisan 1934
-Ispanak 40 para, yumurta 20 para
-Ucuzluk
-Refet Bey (Amasya Belediye Reisi)
İsmi,
Süreyya Sami Berkem ile karıştırıldı
Ebussüreyya Sami Bey’in yaşadığı
dönemlerde hayatı hakkında bilgilerin verilmemesinden dolayı bazı notlarda ismi
üzerinde yanlışlıklar yapılmıştır. Yayınevlerinin yeni baskılarında aktarılan
kısa bilgilerde bir başka yazar Süreyya Sami Berkem ile karıştırıldığı görülmektedir.
Ebussüreyya Sami Bey’in doğum tarih bilinmezken,1934 yılında Amasya’da vefat
ettiği Yeşil Amasya Gazetesi’nde haber olarak yayınlanmıştı. Soyadı Kanunu henüz
çıkarılmadığı için de soyadı almamıştır. İsim benzerliğinden hareketle
karıştırılan Samizade Süreyya Sami soyadı kanunu ile “Berkem” soyadını almış ve
10 Ocak 1968 tarihli Milliyet Gazetesi’nde Ayvalık Alibey Adası’nda vefat
ettiği haberi yayımlanmıştır. Ölüm haberinin veren Milliyet Gazetesi’nde Süreyya
Sami Bey hakkında şu notlar da birlikte yazılmıştı; “İngiliz ve Rus
klasiklerini Türkçeye çeviren ilk mütercimdir. Yazarın eski harflerle Day
Niffon ve Diyar-ı Esher adında
iki eseri daha mevcuttur.”
Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı
Bölümü öğrencisi Ayşe ALTINTAŞ BALCI’nın 2005 yılında Bitirme Tezi olarak
hazırladığı “Türklerin Sherlock Holmes’ü
Amanvermez Avni” çalışmasında söz konusu isim karışıklığına şu dipnotu
eklemiştir:
“İstanbul Beyazıt Kütüphanesi’nde
yaptığımız araştırmada “Ebussüreyya Sami” maddesinin yer aldığı kartotekste
Samizâde Süreyya’ya bir göndermenin olması ve aynı göndermenin Hasan Duman’ın
eserinde de bulunması dikkatimizi çekti. Ne var ki Cumhuriyet’in ilânından
sonra Süreyya Sami Berkem adını alan Samizâde Süreyya’nın Unutulmuş Günler isimli anı kitabında Türklerin Şarlok Holmes’i
Amanvermez Avni serisini yazmış olduğundan söz edilmemektedir. Telif ve tercüme
eserlerinin listesinin de yer aldığı bu kitapta, Ebussüreyya Sami tarafından yazılmış
olan üç kitabın hiçbiri yer almamaktadır. Bu nedenle İstanbul Beyazıt
Kütüphanesi’nde ve Hasan Duman’ın eserinde yer alan göndermelerin hatalı olduğunu
ve bu hatanın isim benzerliğinden kaynaklandığını söyleyebiliriz”.
Eserlerinin
yeni baskıları yapılıyor
Ebussüreyya Sami
Bey’in Osmanlı döneminde İstanbul sokaklarında, zengin muhitlerde yaşanan
polisiye olaylarına dedektif “Amanvermez Avni”nin
Şarlok Holmes benzeri maceralarının işlendiği 10 değişik hikâyelerinin yeni
baskıları bazı yayınevleri tarafından yapılmaktadır.
Amanvermez Avni’nin
yeniden basılan Serüvenlerinin listesi:
- Yanmış Adam,
- Kamelya’nın Ölümü,
- Mavi Göz,
- Kanatlı Araba,
- Körebe,
- Kara Katil,
- Boyacı,
- Ölü,
- Mavi Göz,
- İskeletler Arasında
Okuyucular tarafından oldukça ilgi çeken bu
ilk polisiye macera kitapları hakkında
bazı
üniversitelerimizde bitirme tezlerine konu edilmektedir.
KAYNAKLAR
1-Zafer TOPRAK;
“Türklerin Şarlok Holmes’i Amanvermez Avni” Tanzimat’tan
Cumhuriyet’e Türkiye
Ansiklopedisi, Cilt V(1986), s. 12
2- Erol ÜYEPAZARCI;
Amanvermez Avni, Atlas Tarih; Sayı 35, s.132-Ağustos-Eylül 2015
3- Nurullah ALTUNSOY;
Amasya Vilayeti Gazetesi (1922-1926) Yüksek Lisans Tezi- 2014
4- Hüseyin MENÇ; Tarih
İçinde Amasya 2014,s.401
5- Meryem ALGAN; Doğulu
Sherlock Holmes, Zaman Kitap; 5 Temmuz 2012
6- Ayşe ALTINTAŞ BALCI: Türklerin Sherlock Holmes’ü Amanvermez Avni Bilkent
Üniversitesi,Türk
Edebiyatı Böl. Ankara Eylül 2005
7- Amasya Gazetesi Arşivi (1922-1930)
8- Yeşil Amasya Gazetesi, 24 Mayıs 1934
9-
Milliyet Gazetesi 10 Ocak
1968
10-Tarih Dergi; Temmuz 2016, S.26, s.8,9