15 Şubat 2011 Salı

“Bir Selağzı’na gidip gelelim…”

   Amasya’nın en çok değişen veya değiştirilen mekânı “Selağzı” olmuştur.  1950’den sonra hızlı yaşanan şehirleşmenin gereği olarak yeni düzenlemelerle birlikte açılan meydana “Yavuzselim” adı verildi. Bilindiği gibi Sultan II.Bayezid’in Amasya valiliği sırasında Şehzade Selim Amasya’da dünyaya gelmişti. 11 yaşına kadar Amasya’da yetişen Osmanlının güçlü padişahları arasında yer alan Yavuz Selim’in hâtırasına meydana ismi verilmiştir. 1953-1981’e kadar şehrin en önemli iş yerlerinin bulunduğu ve Amasya’nın adeta vitrini durumundaki meydana yeni bir çehre kazandırmak için çevresindeki iş yerleri, konutlar istimlak edilerek yıktırıldı. Atatürk’ün doğumunun 100. yılı etkinlikleri çerçevesinde Milli Mücadelede Amasya’yı sembolize eden Atatürk Anıtı ile çevre düzenlemesi yapıldı. 1983’de meydan yeni yüzüne kavuştu ancak o eski ticari canlılığını kaybetti.
     Bugün geçmiş günlerin siyah beyaz fotoğrafları arasında kalmış olan “Selağzı”ndan Yavuzselim Meydanı’na uzanan bir zaman aralığından pencere açıp, siyah beyaz fotoğrafın şahitliğinde geçmişten hâtıraları yâd etmek istedim.  Uzun yıllar Selağzı’nın orta yerini işgal eden 101 Telefon Taksi. Yeni Sinema’nın afiş tahtasında haftada bir değişen  saat 14 ve 19.30 gösterilecek filmlerin afişleri ile bu filmlerin siyah beyaz sahne çekimleri fotoğraflarını dikkatle seyredenler gözümün önüne  geliyor. Faytoncuların müşteri bekleme yeri derken, sıcaktan bunalanların küçük havuzlar fıskiyelerden etrafa saçılan sularda serinleyenler.  Dizi dizi Arnavut taş döşemeli koskoca meydan. Belki de büyük şehir görmediğimizden olacak meydan koskoca değildi de bize öyle geliyordu…
   Kimbilir kaç genç kız yalvar yakar annesine fısıldayarak izin alıp babasının duymaması şartı ile gizlice Emrullah Amca’nın pastanesine oturmuştu da sup kaşıklamıştı, yarı sevdalı yarı baygın ve de tereddüt içinde. Cemalettin Kitapçı’nın gazete bayiinden 15 kuruşa gazete almasını beceremeyenler komşunun sarışın kızına Resimli Roman, Ses veya Hayat Mecmuası’nı almayı maharet sayıp koşturmalarını hatırladım da içimi geçmişin hatıralarıyla doldurdum…
   Bizim çocukluğumuzda halkın, alışveriş yapmak için piyasayı kontrol ve çevrede olan bitenleri öğrenmek için  sık sık tekrarladığı bir cümle vardı “Bir Selağzı’na gidip gelelim”    İşte bu düşüncelerle bir soluk Selağzı’na gittim… Hatıraları peşime takıp…

4 yorum:

  1. Selağzının o eski halini görünce çok duygulandım benim çocukluğumda hep oralarda geçti,emrullah amcanın yaş pastasını,sup'unu unutmak mümkünmü?,sonra Namık Amcanın yanındaki Fikret abiyi, bedava bütün gazeteleri okurduk.

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. Selağzı...Ya Eğri Camii, ya Sinan Paşa Hamamı... Yazık oldu çok yazık Amasya çok şeyde sınıf birincisiyken çok şeyde ise sınıfta kaldı...

    YanıtlaSil
  4. Geçmişi hiç dert etmeyeceksin,
    kendini hep yeni doğmuş sayacaksın,
    her yeni gün ne istediğini sana söyleyecektir,
    kendi işinden zevk alacaksın,
    başkalarının yaptığına değer vereceksin,
    ...en küçük şey senin canını sıkmak ister,
    sense hep gününü gün edeceksin.
    En önemlisi, hiç kimseden nefret etmeyip,
    yarını TANRI' ya bırakacaksın."
    GOETHE

    YanıtlaSil