27 Ocak 2011 Perşembe

Bir Hıdrellez Günüydü

  Amasyalıların yıllardır vazgeçemediği baharın başlangıcı olan Hıdrellez eğlenceleri.
   Teneke semaverlerin odun kömürü ile kaynatıldığı, çayların istikanlarda tavşan kanı ile servis yapıldığı neş’e dolu bir gün... Yumurtaların soğan kabuğu ile kırmızıya, kargapabucu ile mora boyandığı, çocuksu tatların yaşandığı günlerden biri...
  İşte“Mektepliler Bayramı”nda Şehir Yatı Mektebi flaması altında tahta iskemlelerin sıralandığı uzunca bir bahar masası. Bembeyaz masa örtüsü üzerinde neler yok ki; Herkes bir şeyler kotarıp getirmiş ve ortaklaşa bırakıvermişler. Cam sürahilerde Çırçır Suyu, belki de Venk Suyu...
   Amasya’daki mekteplerde vazifeli olan bay ve bayan muallimlerini yanı sıra askeri ve mülki erkanda yer almış tahta masa etrafında. Hacılar Meydanı çayırlığında siyah çarşaf, çatma çarşaf, atlı arabalı, kucaktaki bebek eksik edilmemiş. Kurulmuş çadırlar, açılmış şemsiyeler...
   Güzel bir bahar gününü resimlemek de Foto Muallim Hüsameddin Bey’e düşmüş. Fotoğrafın basıldığı kartın sağ köşesinde el yazısı ile (7 Mayıs 1932) notu düşülmüş...

   ***
  Foto Muallim Hüsameddin Bey’in fotoğrafladığı “Mektepliler Bayramı” Hıdrellez Bahar eğlencelerinin haberini de o yıllarda haftalık olarak basılan Amasya Gazetesi’nin 12 Mayıs 1932 tarih ve 509 numaralı nüshasının ilk sayfasında ilk haberi olarak yayımlanmıştır.
   Adetâ bir edebiyat eseri gibi veya bir kompozisyon yazısı letafetinde verilen haber, aynen şu şekilde gazete sütununda yer bulmuştur;
   “Her sene Çocuk Haftası'nı takip eden Mayıs’ın beşinci günü icra kılınmakta olan Mektepliler Bayramı bu sene havanın müsaadesizliğine binaen iki gün sonra, Mayıs’ın yedinci Cumartesi günü icra kılındı.
  Şehrimizde mevcut bütün mektepliler yevmi mezkurda baharlık elbiselerini, labis, başları bahar çiçekleri ile müzeyyen olduğu halde alessabah Kılıçarslan Mektebi’nde içtima ederek orada takım takım muntazam saflar teşkil ettikten sonra önlerinde Şehir Yatı Mektebi Bandosu yürüyüş marşları terennüm ede ede büyük bir intizamda ve müdür ve muallimlerinin nezaretleri altında Hacılar Meydanı mesiresine azimet etmişlerdir. Orada bir müddet istirahatle tenavül eyledikleri kahve altıları müteakip büyükler beraber getirdikleri futbol topları ile eksersiz yapmağa, küçükler dekoşuşup oynaşmaya başlamışlardır.
   Tabii böyle bir bayram olur da bu yavruların valideleri, babaları iştirak etmez olur mu? Hacılar Meydanı’nın etrafındaki bahçelerin ağaçlıklı kenarları, karşı taraftaki sırtlarda çocuk aileleri ve felekten bir gün çalmak hevesinde bulunan diğer hanımlar ve beyler tarafından öbek öbek işgal olunmuş, bahara mahsus yemek sofraları kurulmuş çay semaverleri fokurdamıştı.
   O gün Hacılar Meydanı hemen hemen İstanbul’un Sadâbad’ına pek benziyordu. Hava ise yavrucaklara Hakk’ın bir lütfu samedâ-nisi olarak bazen açık, şemsabat, bazen hafif bulutlu, yani gölgeli geçerek çocukların rahatsız olmalarına imkân kalmamış, mini miniler pek güzel eğlenmiştir.
    Bu eğleniş hemen gruba yakın zamana kadar devam etmiş, sonra verilen bir kumanda üzerine yavrucaklar hemen mektepler kadrolarının teşkil ettikleri kıtaata iltihak ederek gene Şehir Yatı Mektebi Bandosu’nun çalmakta olduğu marşa ayak uydurarak kıtaatı muntazama şeklinde semtlerine avdetle güle oynaya ayrılmışlardır.”

Bu yazı 7 Mayıs 2010'da Yeşilırmak Gazetesi'nde yayınlanmıştır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder